Özlemenin nasıl olduğunu unuttuğun an, sevgi bitmiş demektir.
- Die Liebe ist vorbei, wenn man vergessen hat, wie es ist, zu vermissen.
Birbirlerini sevgi dolu öptüler.
- Die Liebenden küssten einander.
Bu şarkı bana ilk aşkımın acısını hatırlatıyor
- Dieses Lied erinnert mich an meinen ersten Liebeskummer.
Müzik benim ilk aşkımdı ve son aşkım olarak kalacak!
- Musik war meine erste Liebe und sie wird auch meine letzte sein!
Tom Mary'ye bir aşk mektubu yazdı.
- Tom schrieb Maria einen Liebesbrief.
Dünyada aşktan daha büyük bir gizem yoktur.
- Es gibt in der Welt kein größeres Mysterium als die Liebe.
Senin sevgini kaybedersem, her şeyi kaybederim.
- Wenn ich deine Liebe verliere, verliere ich alles.
Birbirlerini sevgi dolu öptüler.
- Die Liebenden küssten einander.
Ben seni senin beni sevdiğinden daha çok seviyorum.
- Ich liebe dich mehr, als du mich liebst.
Ben annemi seviyorum ve annem beni seviyor.
- Ich liebe meine Mutter, und meine Mutter liebt mich.
Hi, how are you, my dear friend?
- Hallo, mein lieber Freund, wie geht es dir?
Open the door, dear children — your mother's brought each of you something.
- Öffnet die Tür, liebe Kinder, eure Mutter hat jedem von euch etwas mitgebracht.