dezavantaj

listen to the pronunciation of dezavantaj
Türkisch - Englisch
disadvantage

For him, divorce is a good invention, with one sole disadvantage: you have to get married first. - Onun için boşanma tek dezavantajla iyi bir buluş: ilk önce evlenmek zorundasın.

Advances in science and technology and other areas of society in the last 100 years have brought to the quality of life both advantages and disadvantages. - Son 100 yılın bilim ve teknoloji ve topluluğun diğer alanlarındaki gelişmeler hayat kalitesine hem avantajlar hem de dezavantajlar getirdi.

disadvantage, drawback, handicap
deficit
handicap
downside
drawback

What are the advantages and drawbacks of this method? - Bu metodun avantajları ve dezavantajları nelerdir?

Türkisch - Türkisch
Engelleme, zarar verme durumu
dezavantaj
Favoriten