Bu ufacık gelişmenin yanında suç işlenmesindeki muazzam artış, muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır.
- This slight improvement has to be set against an enormous increase in crime.
Soda muazzam miktarda şeker ve kalori içerir.
- Sodas contain enormous amounts of sugar and calories.
Onun kocaman parmakları vardır.
- He has enormous fingers.
Fil kocaman bir yaratıktır.
- The elephant is an enormous creature.
Yeni bina çok büyüktür.
- The new building is enormous.
O, çok büyük bir evde yaşar.
- He lives in an enormous house.
Filler iri bir hayvandır.
- An elephant is an enormous animal.
Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var.
- Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.
Tayfundan gelen hasar büyüktü.
- The damage from the typhoon was enormous.
Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- An elephant is an enormous animal.
Aşırı derecede eğlendim, inan bana.
- I enjoyed myself enormously, believe me.
all shall be rather enforced than hindered, except they be dismembered, or grievously deformed, infirm, or visited with some enormous hereditary disease is body or mind .