Dilsel güzelliğin gelişmiş algısı hâlâ onda eksik.
- A developed perception of linguistic beauty is still lacking in her.
Yunanistan gelişmiş bir ülke.
- Greece is a developed country.
İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.
- Primitive calculating machines existed long before computers were developed.
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
- He developed his English skill while he was in America.
Sosyal garip insanlar güvensizlikleri geliştirmek eğilimindedir.
- Socially awkward people tend to develop insecurities.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Aç insanların % 98'i gelişmekte olan ülkelerde yaşar.
- 98% of hungry people live in developing countries.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Darwin, evrim teorisini geliştirdi.
- Darwin developed the evolutionary theory.
Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
- Students should develop their reading skills.
Please develop this roll of film.
I need to develop my white-square bishop.
Let's see how things develop and then make our decision.
... they can send abroad to grow their economy. So we've developed a robust civilian capacity. ...
... And we just developed this archive project in the new ...