Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Sosyal garip insanlar güvensizlikleri geliştirmek eğilimindedir.
- Socially awkward people tend to develop insecurities.
Yeni bir makine geliştirmek için çok çalıştılar.
- They worked hard in order to develop a new machine.
Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir.
- Turkey is a developed country.
Japonya gelişmekte olan ülkelere 2 milyar yenlik bir yardım paketini taahhüt etti.
- Japan guaranteed a 2 billion yen aid package to developing countries.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
- Education aims to develop potential abilities.
Please develop this roll of film.
I need to develop my white-square bishop.
Let's see how things develop and then make our decision.
... And where there isn't anything, nothing much can develop. ...
... way between--It is done that way between tribes. If we don't, maybe it would be a way to develop ...