Yeni bir makine geliştirmek için çok çalıştılar.
- They worked hard in order to develop a new machine.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Japonya gelişmekte olan ülkelere 2 milyar yenlik bir yardım paketini taahhüt etti.
- Japan guaranteed a 2 billion yen aid package to developing countries.
Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir.
- Turkey is a developed country.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Darwin, evrim teorisini geliştirdi.
- Darwin developed the evolutionary theory.
Please develop this roll of film.
I need to develop my white-square bishop.
Let's see how things develop and then make our decision.
... ability to develop critical thinking skills. ...
... Really, in a sense, where there is stuff, new stuff can develop. ...