Everyone has a right to absence.
- Herkesin bir devamsızlık hakkı vardır.
War is the continuation of politics by other means.
- Savaş, diğer yollarla siyasetin devamıdır.
Space research is necessary for the propagation and continuation of the human species.
- Uzay araştırması insan türünün yayılması ve devamı için gereklidir.
Regular attendance is required in that class.
- O sınıfta düzenli devam gereklidir.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
- Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
Tom kept getting more and more confused.
- Tom'un gittikçe daha çok kafası karışmaya devam etti.
It's useless to keep on thinking any more.
- Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.
He resumed his work after a short break.
- Kısa bir moladan sonra işine kaldığı yerden devam etti.
They resumed walking.
- Onlar yürümeye devam ettiler.
He kept standing all the way.
- O yol boyunca ayakta durmaya devam etti.
It was all I could do to keep standing.
- Yapabildiğim bütün şey ayakta durmaya devam etmekti.
Tom just kept running.
- Tom koşmaya devam etti.
He run on for half an hour.
- Yarım saat koşmaya devam etti.
In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle.
- Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.
She carried on talking in spite of the loud noise.
- Yüksek gürültüye rağmen konuşmaya devam etti.
Search operations are still underway.
- Arama operasyonları hala devam ediyor.
A man may die, nations may rise and fall, but an idea lives on. Ideas have endurance without death.
- Bir insan ölebilir, uluslar yükselip düşebilir, ancak bir düşünce yaşamaya devam eder. Düşünceler ölümsüz sürekliliğe sahiptir.
Please go on with your study.
- Lütfen çalışmanıza devam ediniz.
My father would not permit me to go on to college.
- Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.