War is the continuation of politics by other means.
- Savaş, diğer yollarla siyasetin devamıdır.
Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology?
- Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?
Regular attendance is required in that class.
- O sınıfta düzenli devam gereklidir.
Prices will continue to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
Prices continue to climb.
- Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
Tom kept getting more and more confused.
- Tom'un gittikçe daha çok kafası karışmaya devam etti.
There's more going on here than meets the eye.
- Burada devam eden göründüğünden daha fazlası var.
When the excitement died down, the discussion resumed.
- Heyecan azalınca,tartışma devam etti.
Tom resumed speaking.
- Tom konuşmaya devam etti.
The boy kept standing for a while.
- Çocuk bir süre durmaya devam etti.
He kept standing all the way.
- O yol boyunca ayakta durmaya devam etti.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
He run on for half an hour.
- Yarım saat koşmaya devam etti.
In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle.
- Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.
The soldier carried on as if his wound was nothing.
- Yarası önemsizmiş gibi asker devam etti.
Search operations are still underway.
- Arama operasyonları hala devam ediyor.
A man may die, nations may rise and fall, but an idea lives on. Ideas have endurance without death.
- Bir insan ölebilir, uluslar yükselip düşebilir, ancak bir düşünce yaşamaya devam eder. Düşünceler ölümsüz sürekliliğe sahiptir.
She was too tired to go on working.
- O, çalışmaya devam edemeyecek kadar çok yorgundu.
Please go on with your story.
- Lütfen hikayene devam et.