My father would not permit me to go on to college.
- Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
He won't go on to graduate school.
- Okuldan mezun olmak için devam etmeyecek.
If you've got something to say, go ahead and say it.
- Söyleyecek bir şeyin varsa devam et ve söyle.
By all means. Go ahead.
- Kesinlikle. Devam et.
You are doing very well. Keep it up.
- Çok iyi yapıyorsun. Devam et.
If you have something to say, go ahead and say it.
- Söyleyecek bir şeyin varsa devam et ve söyle.
Go ahead and unwrap your gift.
- Devam et ve hediye paketini aç.
Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
- Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
The Cold War continued.
- Soğuk Savaş devam etti.
Tom just kept right on talking.
- Tom hemen konuşmaya devam etti.
Tom resumed clearing the table.
- Tom masayı temizlemeye devam etti.
When the excitement died down, the discussion resumed.
- Heyecan azalınca,tartışma devam etti.
I see no point in continuing this conversation.
- Bu konuşmaya devam etmenin amacı olmadığını anlıyorum.
Tom paused for a moment before continuing with the story.
- Hikayeye devam etmeden önce Tom bir an durdu.
We gave the first step, now we just have to keep going.
- Biz ilk adımı attık, şimdi sadece devam etmek zorundayız.
We have to keep going.
- Gitmeye devam etmek zorundayız.
Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
- Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
Black Americans continued to suffer from racism.
- Siyah Amerikalılar, ırkçılıktan dolayı acı çekmeye devam ettiler.
I told the children to be quiet, but they just kept on being noisy.
- Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, fakat onlar gürültülü olmaya devam ettiler.
Ken kept on singing that song.
- Ken o şarkıyı söylemeye devam etti.
We've got to keep on struggling.
- Mücadelemizi sürdürmeye devam etmek zorundayız.
Keep on working while I'm away.
- Ben uzaktayken çalışmaya devam et.
Saturday is the pottery class I've been attending since last year.
- Cumartesi geçen yıldan beri devam ettiğim çömlekçilik dersidir.
I really liked attending to that school. Every day, Gustavo would bring the guitar for us to play and sing during the break.
- Gerçekten o okula devam etmeyi sevdim. Gustavo bize mola sırasında oynamak ve şarkı söylemek için her gün gitar getirirdi.