devam!

listen to the pronunciation of devam!
Türkisch - Englisch
go on!
continuation

Every day has a continuation. - Her günün bir devamı vardır.

Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology? - Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?

{i} attendance

Regular attendance is required in that class. - O sınıfta düzenli devam gereklidir.

go
{i} sequel
{i} continue

Prices continue to climb. - Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.

Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone. - Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.

duration
continuation, continuance, continuity, duration; attendance; Go on! Keep on! Keep going!
{i} perpetuation
prosecution
assiduous
(Bilgisayar) more

It's useless to keep on thinking any more. - Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.

Volvo is starting a new project Read more. - Volvo yeni bir projeye başlıyor. Devamını oku.

(Bilgisayar) resume

They resumed walking. - Onlar yürümeye devam ettiler.

We'll resume the meeting after tea. - Toplantıya çaydan sonra devam ederiz.

elongate
go on! keep on!
follow-through
dom
standing

He kept standing all the way. - O yol boyunca ayakta durmaya devam etti.

It was all I could do to keep standing. - Yapabildiğim bütün şey ayakta durmaya devam etmekti.

maintenance
permanency
pursuance
continuance
elongation
run

None of the computers can continue to run with a burnt card. - Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.

Is the play still running? - Oyun hala devam ediyor mu?

continue on
persists
carried

But we carried on without him. - Ama onsuz devam ettik.

In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle. - Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.

underway

Search operations are still underway. - Arama operasyonları hala devam ediyor.

attendance, attending. D
endurance

A man may die, nations may rise and fall, but an idea lives on. Ideas have endurance without death. - Bir insan ölebilir, uluslar yükselip düşebilir, ancak bir düşünce yaşamaya devam eder. Düşünceler ölümsüz sürekliliğe sahiptir.

continued existance
Go on!

Please go on with your story. - Lütfen hikayene devam et.

I was too tired to go on working. - Çalışmaya devam edemeyecek kadar yorgundum.

steadiness
1.continuation
follow through
progression
permanence
permanent
stending
perpetuity
durability
devam!
Favoriten