Bu durumda belirleyici faktör neydi?
- What was the determining factor in this case?
Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.
- A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.
Uzaklığı belirlemek zor.
- It is hard to determine the distance.
Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.
- We should determine what is to be done first.
Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
- Our lives are determined by our environment.
Avukat eylemin rotasını belirledi.
- The lawyer determined his course of action.
Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
- Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.
- We should determine what is to be done first.