Tom ayrıntılı bir açıklama istiyor.
- Tom wants a detailed explanation.
Tom Mary'ye çok ayrıntılı bir cevap verdi.
- Tom gave Mary a very detailed answer.
Daha detaylı bilgi istiyorum.
- I want more detailed information.
Daha detaylı bilgi istiyorum.
- I'd like more detailed information.
Tom detaylı olarak kazayı bildirdi.
- Tom reported his accident in detail.
Profesörler, her şeyi detaylı bir şekilde açıklamalılar, kısa ve öz olmamalılar ve her zaman öğrencilere eve gitmelerini ve kitaplarını okumalarını söylemeliler.
- Professors should explain everything in detail, not be succinct and always tell students to go home and read their books.
Son bölümü ayrıntılı olarak açıklar mısın?
- Will you explain the last part in detail?
Anlaşmanın ayrıntıları sözleşmede belirtilir.
- The details of the agreement are set forth in the contract.
Tom detayları bilmiyor.
- Tom doesn't know the details.
Tom'un detayları bilmesi gerekmez.
- Tom doesn't need to know the details.
Ayrıntıları bilmiyorum.
- I don't know the details.
Anlaşmanın ayrıntıları sözleşmede belirtilir.
- The details of the agreement are set forth in the contract.
Ayrıntıları bilmiyorum.
- I don't know the details.
Tom ayrıntılara girmek için eğilimli görünmüyordu ve ben zaten bütün detayları gerçekten bilmiyordum.
- Tom didn't seem inclined to elaborate and I didn't really want to know all the details anyway.
Lütfen bana ayrıntılı planınızı gösterin.
- Please show me your detailed plan.
where P is the Markov transition matrix and \pi_{i} and \pi_{j} are the equilibrium probabilities of being in states i and j, respectively.
We need to have the minivan detailed.
I'll detail the exact procedure to you later.
The arresting officer asked the suspect for his details.
We missed several important details in the contract.
... >>Lady Gaga: It's very detailed. ...
... It's very detailed. ...