Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

deserving of ridicule; foolish; absurd

listen to the pronunciation of deserving of ridicule; foolish; absurd
Englisch - Türkisch

Definition von deserving of ridicule; foolish; absurd im Englisch Türkisch wörterbuch

ridiculous
{s} tuhaf, saçma: Don't be ridiculous! Saçmalama! That's ridiculous! Çok saçma!
ridiculous
{s} anlamsız
ridiculous
maymun gibi
ridiculous
absürd
ridiculous
gülünçlük
ridiculous
entipüften
ridiculous
{s} rezalet
ridiculous
saçma

Kes şunu. Saçmalıyorsun. - Stop it. You're being ridiculous.

Böylesine saçma bir hikayeyi sana kim anlattı? - Whoever told you such a ridiculous story?

ridiculous
{s} komik

O şimdiye kadar duyduğun en komik şey. - That's the most ridiculous thing I've ever heard.

Muhtemelen komik görünüyorum. - I probably sound ridiculous.

ridiculous
{s} gülünç

Tom onun gülünç olduğunu düşünüyor. - Tom thinks that's ridiculous.

Kendimi Breaking Bad'in sonunun gülünç bir şekilde aceleye getirildiğini düşünmekten alıkoyamıyorum - yine de çok güzel bir dizi ama daha iyi olabilirdi. - I can't help but feel like the ending of Breaking Bad was ridiculously rushed, still an amazing show but it could've been better.

Englisch - Englisch
ridiculous

Adam's hair is ridiculous.

deserving of ridicule; foolish; absurd
Favoriten