On'dan sonra cadde ıssızdı.
- The street was deserted after ten.
Golf sahası tamamen ıssız, bir tek kişi yok!
- The golf course is completely deserted, there is not a single person!
Tom tenha tren istasyonunda büyük bir saatin altında tek başına durdu.
- Tom stood alone under a big clock in the deserted train station.
Yer neredeyse terkedilmiş.
- The place is almost deserted.
Bütün bina terkedilmişti.
- The whole building was deserted.
Mekan tamamen terk edilmiş.
- The place is completely deserted.
Marilla kendini herkes tarafından terk edilmiş hissetti. Tavsiye için Bayan Lynde'ye bile gidemedi.
- Marilla felt deserted by everyone. She could not even go to Mrs. Lynde for advice.
Arkadaşların seni terketti mi?
- Have your friends deserted you?
Çölün ortasında benzinimiz bitti.
- We ran out of gas in the middle of the desert.
Alacakaranlık çöl üzerine düştü.
- Dusk fell over the desert.
Onlar ıssız bir adayı araştıracaklar.
- They will survey the desert island.
Tom'un cesedi ıssız bir yolda bulundu.
- Tom's body was found along a deserted road.
Arkadaşların seni terketti mi?
- Have your friends deserted you?
Terkedilmiş şehir, orman tarafından yutuldu.
- The abandoned city was swallowed by the jungle.
Polisler park yakınında terkedilmiş bir arabada bir ceset buldu.
- The police found a dead body in an abandoned car near the park.
Çölde, suyun ağırlığı altın değerindedir.
- In the desert, water is worth its weight in gold.
Tom gecenin ortasında terk edilmiş sokaktan aşağıya doğru yürürken biraz huzursuz hissetti.
- Tom felt a little uneasy as he walked down the deserted street in the middle of the night.
Marilla kendini herkes tarafından terk edilmiş hissetti. Tavsiye için Bayan Lynde'ye bile gidemedi.
- Marilla felt deserted by everyone. She could not even go to Mrs. Lynde for advice.
O, arkadaşları tarafından terkedildi.
- He was deserted by his friends.
Tom karısını ve ailesini terk etti.
- Tom deserted his wife and family.
O, terk edilmiş binaları seviyor.
- He likes abandoned buildings.
Tom yalnız ve terk edilmiş hissetti.
- Tom felt lonely and abandoned.
Herkesin gidebileceği bir evi, sığınabileceği bir yuvası var. Benim evim çöllerdir, yurdum çorak topraklar. Kuzey rüzgarı ışığım, yağmurda bir tek paklanırım.
- Everyone has a house to go to, a home where they can find shelter. My house is the desert, my home the barren heath. The north wind is my fire, the rain my only bath.
Birinin hobisi yoksa, hayatı harap olabilir.
- If one does not have a hobby, his life may be desolate.
Nonsense, Mina. It is a shame to me to hear such a word. I would not hear it of you. And I shall not hear it from you. May God judge me by my deserts, and punish me with more bitter suffering than even this hour, if by any act or will of mine anything ever come between us!.
Anyone found deserting will be shot.
You can't just drive off and desert me here, in the middle of nowhere.