Golf sahası tamamen ıssız, bir tek kişi yok!
- The golf course is completely deserted, there is not a single person!
On'dan sonra cadde ıssızdı.
- The street was deserted after ten.
Tom tenha tren istasyonunda büyük bir saatin altında tek başına durdu.
- Tom stood alone under a big clock in the deserted train station.
Tom terkedilmiş kulübeye zorla girdi.
- Tom broke into the deserted shack.
Bütün bina terkedilmişti.
- The whole building was deserted.
Hayatının geriye kalanını terk edilmiş bir adada geçirmek zorunda olsan, onu kiminle geçirirsin?
- If you had to spend the rest of your life on a deserted island, who would you spend it with?
Tom gecenin ortasında terk edilmiş sokaktan aşağıya doğru yürürken biraz huzursuz hissetti.
- Tom felt a little uneasy as he walked down the deserted street in the middle of the night.
Arkadaşların seni terketti mi?
- Have your friends deserted you?
Çin'in çölünde Japonya'nın tamamında bulunandan daha çok insan var.
- China's desert supports more people than are in Japan.
O çölü geçmek tehlikelidir.
- Crossing that desert is dangerous.
Golf sahası tamamen ıssız, bir tek kişi yok!
- The golf course is completely deserted, there is not a single person!
Onlar ıssız bir adayı araştıracaklar.
- They will survey the desert island.
Arkadaşların seni terketti mi?
- Have your friends deserted you?
Ben, sevdiğim tek kadın tarafından terkedilmiş hissediyorum.
- I feel abandoned by the only woman I love.
Polisler park yakınında terkedilmiş bir arabada bir ceset buldu.
- The police found a dead body in an abandoned car near the park.
Çölde, suyun ağırlığı altın değerindedir.
- In the desert, water is worth its weight in gold.
Tom gecenin ortasında terk edilmiş sokaktan aşağıya doğru yürürken biraz huzursuz hissetti.
- Tom felt a little uneasy as he walked down the deserted street in the middle of the night.
Marilla kendini herkes tarafından terk edilmiş hissetti. Tavsiye için Bayan Lynde'ye bile gidemedi.
- Marilla felt deserted by everyone. She could not even go to Mrs. Lynde for advice.
O, arkadaşları tarafından terkedildi.
- He was deserted by his friends.
Ailesini terk etti ve yurt dışına gitti.
- He deserted his family and went abroad.
Tom yalnız ve terk edilmiş hissetti.
- Tom felt lonely and abandoned.
Tom Park caddesinde terk edilmiş bir binada saklanıyor.
- Tom is hiding in an abandoned building on Park Street.
Herkesin gidebileceği bir evi, sığınabileceği bir yuvası var. Benim evim çöllerdir, yurdum çorak topraklar. Kuzey rüzgarı ışığım, yağmurda bir tek paklanırım.
- Everyone has a house to go to, a home where they can find shelter. My house is the desert, my home the barren heath. The north wind is my fire, the rain my only bath.
Birinin hobisi yoksa, hayatı harap olabilir.
- If one does not have a hobby, his life may be desolate.
Nonsense, Mina. It is a shame to me to hear such a word. I would not hear it of you. And I shall not hear it from you. May God judge me by my deserts, and punish me with more bitter suffering than even this hour, if by any act or will of mine anything ever come between us!.
Anyone found deserting will be shot.
You can't just drive off and desert me here, in the middle of nowhere.