descriptive of a stone that is touching another stone

listen to the pronunciation of descriptive of a stone that is touching another stone
Englisch - Türkisch

Definition von descriptive of a stone that is touching another stone im Englisch Türkisch wörterbuch

frozen
{s} donmuş

Göl donmuştu ama buzun üzerinde yürümek için yeterince güçlü olduğundan emin değilim. - The lake has frozen over but I'm not sure the ice is strong enough to walk on.

Yalnızca dondurmaları değil, dondurulmuş şerbet ve donmuş yoğurdu da severim. - I like not only ice creams, but also sorbet and frozen youghurt.

frozen
dondurulmuş

Ben her zaman dondurulmuş olanların yerine taze sebzeler alırım. - I always buy fresh vegetables instead of frozen ones.

Dondurulmuş yoğurda can atıyorum. - I'm dying for frozen yogurt.

frozen
frozen assets donmuş mevduat
frozen
{s} kesin
frozen
freeze don/dondur
frozen
frozen credits donmuş krediler
frozen
{s} soğuk

Dün yine çok soğuktu. Donmuş olabilirim. - Yesterday it was so cold again. I may have frozen.

Çok soğuk vardı, bu nedenle göl dondu. - It's been very cold, so the lake is frozen.

frozen
frozen prices donmuş fiyatlar
frozen
{s} donakalmış
frozen
{s} değişmez
frozen
buz kesilmek
frozen
donma
frozen
f., bak. freeze. s. donmuş
frozen
camit
frozen
buz kesilmiş
frozen
{f} don

Dün gece kurutmak için çamaşırı dışarı astım ve sabaha kadar kaya gibi donmuştu. - I hung the laundry out to dry last night and by morning it had frozen hard as a rock.

İliklerime kadar dondum. - I was frozen to the bone.

Englisch - Englisch
frozen
descriptive of a stone that is touching another stone

    Silbentrennung

    de·scrip·tive of a stone that I·s touch·ing an·oth·er stone

    Türkische aussprache

    dîskrîptîv ıv ı stōn dhıt îz tʌçîng ınʌdhır stōn

    Aussprache

    /dəˈskrəptəv əv ə ˈstōn ᴛʜət əz ˈtəʧəɴɢ əˈnəᴛʜər ˈstōn/ /dɪˈskrɪptɪv əv ə ˈstoʊn ðət ɪz ˈtʌʧɪŋ əˈnʌðɜr ˈstoʊn/
Favoriten