The lesson is science.
- Dersimiz fen ve teknoloji.
Don't speak in the middle of a lesson.
- Dersin ortasında konuşma.
You must not speak Japanese during the class.
- Ders sırasında Japonca konuşmamalısın.
You must not speak Japanese during the class.
- Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız.
Few people came to the lecture.
- Çok az sayıda kişi derse geldi.
The lecture starts at 8 o' clock.
- Ders saat 8'de başlar.
We study many subjects in high school.
- Lisede birçok konuda ders alıyoruz.
English has become my favorite subject.
- İngilizce en sevdiğim ders oldu.
Instructional videos are a key component of many online courses.
- Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
Did you understand the moral of this story?
- Bu hikayeden alınacak dersi anladın mı?
What's the moral of this story?
- Bu hikayeden alınacak ders nedir?
In this school, a period is fifty minutes long.
- Bu okulda bir ders saati elli dakika uzunluğundadır.
We have French in third period.
- 3. dönemde Fransızca dersimiz var.
In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.
- Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar.
Our principal does no teaching.
- Okulu müdürümüz derse girmez.
We should follow his example.
- Biz onun dersini izlemeliyiz.