I killed him to teach him a lesson. He talks too much. Next time he will keep his words to himself.
- Bir ders vermek için onu öldürdüm. O çok konuşuyor. Bir dahaki sefere sözlerini kendisine saklayacak.
Tom wanted to teach Mary a lesson.
- Tom Mary'ye bir ders vermek istedi.
I'd like to teach in a school with highly-motivated students.
- Bir okulda yüksek motivasyona sahip öğrencilerle ders vermek istiyorum.
My daughter wants to teach in high school.
- Kızım lisede ders vermek istiyor.
I don't need to be lectured by you.
- Senin tarafından ders verilmem gerekmiyor.
The professor gave a lecture on the Middle East.
- Profesör, Orta Doğu üzerine bir ders verdi.