A pair of leather gloves is a must when you work with these machines.
- Bu makinelerle çalıştığında bir çift deri eldiven bir zorunluluktur.
The shoes were made of some soft stuff that looked like leather.
- Ayakkabılar, deriye benzeyen yumuşak bir malzemeden yapıldı.
The skin of animals is covered with hair.
- Hayvanların derisi kıllarla kaplı.
She is all skin and bone.
- O bir deri bir kemik.
Tom fell into a deep sleep.
- Tom derin bir uykuya daldı.
He fell into a deep sleep.
- O derin bir uykuya daldı.
Tom bought a leather jacket.
- Tom bir deri ceket aldı.
Marian is wearing a black leather jacket, a purple scarf, and purple pants.The outfit looks great on her.
- Marian siyah deri ceket, mor eşarp ve mor pantolon giyiyor. Kıyafeti onun üzerinde harika görünüyor.
He buys and sells leather goods.
- O, deri eşyalar alır ve satar.
Tom made leather goods.
- Tom deri eşyalar yaptı.
Artificial leather can't compare with the real thing.
- Suni deri gerçeğiyle karşılaştırılamaz.