Onun çok verimli olduğunu inkar etmek yok.
- There is no denying that she is very efficient.
Sigara içmenin zararlı olduğu gerçeğini inkar etmek yok.
- There is no denying the fact that smoking is harmful.
İsteğini reddetmek zorundayım.
- I have to deny your request.
Açık olanı reddetmek aptalca.
- Denying the obvious is stupid.
O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
- She hastened to deny the story.
O talebi reddetmeliyim.
- I have to deny that request.
İsteğini reddetmek zorundayım.
- I have to deny your request.
Bunu inkar etmeye çalışma.
- Don't try to deny it.
Onun olduğunu inkar etmiyorum ama bir örnek delil sayılmaz.
- I'm not denying it happened, but one example can't be called proof.
... from the left such an impression denies ...