denetleyicisi

listen to the pronunciation of denetleyicisi
Türkisch - Englisch
chequer
{f} diversify with color, variegate; mark like a checkerboard (also checker)
variegate with different colors, shades, or patterns
{i} (British) tiny plastic or wood piece (red or black) used in checkers
Same as Checker
mark into squares or draw squares on; draw crossed lines on
denetle
(Bilgisayar) check for
denetle
(Bilgisayar) control
denetle
(Bilgisayar) check in
dilbilgisi denetleyicisi
(Bilgisayar) grammar checker
kimlik denetleyicisi adı
(Bilgisayar) authenticator name
kimlik denetleyicisi türü
(Bilgisayar) authenticator type
özellik denetleyicisi
(Bilgisayar) property inspector
denetle
{f} supervising

I want to talk to your supervising officer. - Denetleme memurunla konuşmak istiyorum.

Tom Jackson is the supervising producer. - Tom Jackson denetleyici yapımcıdır.

denetle
oversee

Tom is in charge of overseeing the entire project. - Tom tüm projeyi denetlemekten sorumlu.

denetle
oversaw
denetle
{f} overseen
denetle
{f} superintending
denetle
superintend
denetle
supervise

The pigs did not actually work, but directed and supervised the others. - Aslında domuzlar çalışmadı fakat diğerlerini yönetti ve denetledi.

In her job, she supervises 30 employees. - İşinde, 30 çalışanı denetler.

denetle
Check
denetle
audit

The accounts have been audited. - Hesaplar denetlenmektedir.

denetle
inspect

Government officials inspected all factories. - Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.

Sami's car was inspected by investigators. - Sami'nin arabası araştırmacılar tarafından denetlendi.

emeklilik denetleyicisi
(Sigorta,Ticaret) pension supervisor
program denetleyicisi
program controller
yedekleme bölge denetleyicisi
backup site controller
denetleyicisi
Favoriten