He is young, but experienced.
- O genç ama deneyimli.
There is an urgent need for experienced pilots.
- Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
He tried solving the problem.
- Problemi çözmeyi denedi.
Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep.
- Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
He couldn't wait to try out his new surfboard.
- Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.
I'd like to try out this new model before I buy it.
- Bu yeni modeli satın almadan önce denemek istiyorum.
If you want to make your dreams come true, keep on trying.
- Hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız, denemeye devam edin.
Tom spent a lot of time trying to learn how to play the French horn.
- Tom Fransız kornosunu çalmayı öğrenmeyi denemek için çok zaman harcadı.
Why don't you give tennis a try?
- Niçin tenisi denemiyorsun?
Please try me for the job.
- İş için beni deneyin, lütfen.
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
- Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad.
- Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir.
Sami tried a few samples, but he didn't buy.
- Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.