Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

denenmemiş

listen to the pronunciation of denenmemiş
Türkisch - Englisch
untried
unattempted
naif
unpractised
untested
unpracticed
naive
dene
{f} experienced

I am not experienced in driving. - Ben araba sürmede deneyimli değilim.

He is young, but experienced. - O genç ama deneyimli.

dene
(Bilgisayar) try it
dene
{f} tried

Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep. - Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.

He tried out that new machine. - O, o yeni makineyi denedi.

dene
try out

Tom said he was going to try out for his school soccer team. - Tom okul futbol takımı için deneyeceğini söyledi.

He couldn't wait to try out his new surfboard. - Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.

dene
{f} experiencing
dene
{f} trying

It's no use trying anything. - Bir şey denemenin faydası yok.

It is no use trying again. - Tekrar denemenin faydası yok.

dene
assay
dene
{f} try

Please try me for the job. - İş için beni deneyin, lütfen.

Linux is a free operating system; you should try it. - Linux ücretsiz bir işletim sistemidir, denemelisiniz.

dene
{f} experience

Because we love you, we are updating Tatoeba to bring you a better user experience. See? We love you huh? - Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?

He is young, but experienced. - O genç ama deneyimli.

dene
{f} sample

Sami tried a few samples, but he didn't buy. - Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.

Türkisch - Türkisch

Definition von denenmemiş im Türkisch Türkisch wörterbuch

dene
Buğday
Englisch - Türkisch

Definition von denenmemiş im Englisch Türkisch wörterbuch

dene
deniz kıyısındaki kumlu yol
dene
{i} korulu derin vadi
dene
{i} kum tepeciği
dene
{i} kumlu sahil yolu
dene
deniz kenarında bulunan kumlu yol veya tepe