He is young, but experienced.
- O genç ama deneyimli.
I am not experienced in driving.
- Ben araba sürmede deneyimli değilim.
He tried solving the problem.
- Problemi çözmeyi denedi.
I tried many things but failed after all.
- Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
I'd like to try out this new model before I buy it.
- Bu yeni modeli satın almadan önce denemek istiyorum.
Tom said he was going to try out for his school soccer team.
- Tom okul futbol takımı için deneyeceğini söyledi.
It's no use trying anything.
- Bir şey denemenin faydası yok.
If you want to make your dreams come true, keep on trying.
- Hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız, denemeye devam edin.
Please try me for the job.
- İş için beni deneyin, lütfen.
Why don't you give tennis a try?
- Niçin tenisi denemiyorsun?
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
- Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
He is young, but experienced.
- O genç ama deneyimli.
Sami tried a few samples, but he didn't buy.
- Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.