denendi

listen to the pronunciation of denendi
Türkisch - Englisch

Definition von denendi im Türkisch Englisch wörterbuch

dene
{f} experienced

He was experienced in business. - O, işte deneyimliydi.

There is an urgent need for experienced pilots. - Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.

dene
(Bilgisayar) try it
dene
{f} tried

He tried out that new machine. - O, o yeni makineyi denedi.

Quickly Sadako tried to fold the paper before she fell asleep. - Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.

dene
try out

Tom said he was going to try out for his school soccer team. - Tom okul futbol takımı için deneyeceğini söyledi.

He couldn't wait to try out his new surfboard. - Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.

dene
{f} experiencing
dene
{f} trying

Older people are often afraid of trying new things. - Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.

If you want to make your dreams come true, keep on trying. - Hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız, denemeye devam edin.

dene
assay
dene
{f} try

You should try to be more polite. - Daha kibar olmayı denemelisin.

Older people are often afraid of trying new things. - Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.

dene
{f} experience

He is young, but experienced. - O genç ama deneyimli.

From my own experience, illness often comes from sleeplessness. - Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.

dene
{f} sample

Sami tried a few samples, but he didn't buy. - Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.

Türkisch - Türkisch

Definition von denendi im Türkisch Türkisch wörterbuch

dene
Buğday
Englisch - Türkisch

Definition von denendi im Englisch Türkisch wörterbuch

dene
deniz kıyısındaki kumlu yol
dene
{i} korulu derin vadi
dene
{i} kum tepeciği
dene
{i} kumlu sahil yolu
dene
deniz kenarında bulunan kumlu yol veya tepe