Sağlık, hastalık gelene kadar kıymetli değildir.
- Health is not valued till sickness comes.
Tom ve ben aynı değerleri paylaşmayız.
- Tom and I don't share the same values.
O, her zaman karısının görüşlerine değer verir.
- He always values his wife's opinions.
Tom onu almadan önce bir ressam tarafından tabloya bir değer biçtirdi.
- Tom had the painting appraised by an expert before he bought it.
Hiçbir şey zamandan daha değerli değildir fakat hiçbir şey daha az değerli değildir.
- Nothing is more valuable than time, but nothing is less valued.
Hastalık gelene kadar sağlık değerli değildir.
- Health is not valued until sickness comes.
Tom'un ahlaki değerleri yok.
- Tom has no moral values.
Tom ve ben aynı değerleri paylaşmayız.
- Tom and I don't share the same values.
Aynı değerleri paylaşmıyoruz.
- We don't share the same values.
Muhtemelen Başbakan, dinî değerlere dayalı siyaseti kast ediyordur.
- Probably, the prime minister means 'politics based on religious values.'