The teacher's method of teaching is so outmoded.
- Öğretmenin öğretim yöntemi çok demode.
This old book is quite out of date.
- Bu eski kitap oldukça demode.
Frankly speaking, your way of thinking is out of date.
- Açıkça konuşmak gerekirse, senin düşünce biçimin demode.
Her skirt is totally out of fashion.
- Onun eteği tamamen demode.
She always wears clothes which are out of fashion.
- O her zaman demode olan giysileri giyer.
Your ideas are rather old-fashioned.
- Senin düşüncelerin oldukça demode.
That pronunciation is old-fashioned.
- O telaffuz demodedir.