demet demet

listen to the pronunciation of demet demet
Türkisch - Englisch
in bunches, in sheaves
demet
bunch

Tom came into the room, carrying a bunch of flowers. - Tom odaya girdi, bir demet çiçek taşıyordu.

Tom hid the gun under a bunch of oily rags in his garage. - Tom silahını garajdaki bir demet yağlı paçavranın altına sakladı.

demet
bundle

Tom is a bundle of nerves. - Tom bir sinir demeti.

He tied the twigs into bundles. - O demetlerin içine ince dallar bağladı.

Demet
(isim) Bouquet

What kind of bouquet would you like? I would like a bunch of roses! - Ne tür bir buket istersiniz? Ben bir demet gül istiyorum!

demet
sheaf
demet
javelle
demet
(Meteoroloji) floccus
demet
bob
demet
wisp
demet
beam

A beam of sunlight came through the clouds. - Bulutların arasından güneş ışığı demeti geldi.

The witch cast a spell and a beam of light shot out of her wand. - Cadı bir büyü yaptı ve asasından dışarı bir ışık demeti fırladı.

demet
(Tıp) tract
demet
(Tıp) division
demet açıklığı
(Bilgisayar,Teknik) aperture of the beam
demet bomba
(Askeri) cluster bomb unit
demet bölücü
(Bilgisayar,Teknik) beam splitter
demet yapmak
bunch
demet
collation
bir demet çiçek
a flower bouquet
demet
bunch, bouquet; bundle, cluster; beam; sheaf
demet
hand

If a guy has got a bunch of flowers in his hand, it means that he is going to practise not botany, but anatomy. - Bir erkeğin elinde bir demet çiçek varsa, bu onun botanik çalışmayacağı, fakat anatomi çalışacağı anlamına gelir.

demet
phys. bundle (of rays)
demet
truss
demet
shock
demet
fascicle
demet
fascicule
demet
bunch, bouquet (of flowers)
demet
sheaf (of grain)
demet
cluster
demet
tuft
demet
corymb
demet
(Botanik) vascular bundle
demet
bunch (of greens)
demet açısı
beam angle
demet cepleri konveyörü
cigarette pocket conveyor
demet genişliği
beam width
demet genişliği
(Askeri) width of sheaf
demet gibi
sheaflike
demet halinde
bunchily
demet halinde
bunchy
demet halinde
corymbosely
demet haline gelmek
cluster
demet iletken
(Bilgisayar,Teknik) bunched conductor
demet kimliği
(Bilgisayar) bucket id
demet kovma
(Tarım) fascine work
demet kripto cihazı
(Askeri) bulk encryption device
demet mayın
(Askeri) bouquet mine
demet modülasyonu
beam modulation
demet yapma
sheaving
demet yapma
sheafing
demet yapmak
tie in sheaves
demet yapmak
tie up in a bunch
demet yapmak
shock
demet yapmak
tie in bunches
demet yapmak
truss
demet yapmak
sheave
demet yapmak
sheaf
demet yapmak
tobunch
demet yayılımı
deburching
elektron demet
(Elektrik, Elektronik) electronic beam
tarayıcı demet
scanning beam
yönlü demet
directional beam
Türkisch - Türkisch
Birçok demetler durumunda bağlanmış olarak, deste deste
deste deste
demet
Bitki veya çiçek bağlamı: "Öyle fukara çocuklara rastlıyorduk ki, bize demet demet kır çiçekleri hediye ediyorlardı."- Y. K. Karaosmanoğlu. Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon
demet
Bitki veya çiçek bağlamı
demet
Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu
demet
Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu
demet
Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam
demet
Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon
demet demet
Favoriten