demanding haste or immediate action

listen to the pronunciation of demanding haste or immediate action
Englisch - Türkisch

Definition von demanding haste or immediate action im Englisch Türkisch wörterbuch

hasty
{s} aceleci

Sami aceleci bir sonuca vardı. - Sami drew a hasty conclusion.

Maria sonuçları unutarak her zaman aceleci kararlar veriyor. - Maria is always making hasty decisions, forgetting about the consequences.

hasty
{s} çabuk
hasty
{s} ivedi
hasty
{f} acele ile
hasty
ivecen
hasty
telesik
hasty
acele

Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık. - We ate a hasty meal and left immediately.

Acele bir kahvaltı yaptım ve evden ayrıldım. - I had a hasty breakfast and left home.

hasty
aceleye gelmiş
hasty
hastiness acelecilik
hasty
{s} tez
hasty
su veya sütle yapılmış mısır lapası
hasty
{s} telaşçı
hasty
{s} hızlı

Bu hızlı bir çeviriydi. - This was a hasty translation.

hasty
telâş
hasty
{s} çabuk sinirlenen
hasty
{s} düşüncesiz
hasty
aceleci/acele
hasty
(sıfat) acele, çabuk, hızlı, ivedi, tez, aceleci, telaşçı, çabuk sinirlenen, düşüncesizce yapılmış
Englisch - Englisch
hasty
demanding haste or immediate action

    Silbentrennung

    de·mand·ing haste or im·me·di·ate ac·tion

    Türkische aussprache

    dîmändîng heyst ır îmidiıt äkşın

    Aussprache

    /dəˈmandəɴɢ ˈhāst ər əˈmēdēət ˈaksʜən/ /dɪˈmændɪŋ ˈheɪst ɜr ɪˈmiːdiːət ˈækʃən/
Favoriten