demand; sue; plea; assert

listen to the pronunciation of demand; sue; plea; assert
Englisch - Türkisch

Definition von demand; sue; plea; assert im Englisch Türkisch wörterbuch

claim
{f} iddia et

Tom zengin bir aileden geldiğini iddia etti. - Tom claimed that he came from a rich family.

Adam parayı almadığını iddia etti. - The man claimed he didn't take the money.

claim
{i} alacak
claim
(Askeri) hak talebi
claim
talebinde bulunmak
claim
(Kanun) mutalebe hakkı
claim
almak
claim
hak

O, onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor fakat ona inanmıyorum. - She claims that she knows nothing about him, but I don't believe her.

O, onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor. - She claims that she knows nothing about him.

claim
{f} iddia etmek

Bazıları tam vücut tarayıcılarının dördüncü yasa değişikliğini ihlal ettiğini iddia etmektedir. - Some claim that full-body scanners violate the Fourth Amendment.

claim
{i} iddia

Adam parayı almadığını iddia etti. - The man claimed he didn't take the money.

Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır. - Prosecutors in court have to substantiate their claims in order to prove a suspect is guilty.

claim
{f} talep etmek
claim
{i} maden arazisi
claim
{i} talep, iddia
claim
(Avrupa Birliği) iddia etmek, talep etmek, istemek
claim
(fiil) istemek, talep etmek, hak iddia etmek, sahip çıkmak, iddia etmek, ısrar etmek, dava açmak
claim
{f} hak talep etmek, istemek
claim
hak talep etmek
claim
{f} hak iddia etmek
claim
(Mukavele) talep, iddia, hak; hak talep etme; tazminat talebi
claim
(isim) istek, talep, hak, alacak, iddia, dava, ısrar, alacak hakkı, dava açma, maden arazisi
claim
{i} sigorta poliçesi üstünden ödenecek para
Englisch - Englisch
{f} claim
demand; sue; plea; assert
Favoriten