Onun başarısını duymaktan mutlu olduk.
- We were delighted to hear of his success.
Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti.
- The speech made by the president yesterday delighted his supporters.
İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum.
- I think people are delighted.
Tom onu duyduğuna hoşnut olacak.
- Tom will be delighted to hear that.
Çin kültürü ile ilgili her zaman hoşnuttum.
- I've always been delighted with the chinese culture.
Seninle tanıştığıma memnun oldum.
- I'm delighted to meet you.
Haber onu memnun etti.
- The news delighted him.
Tom sevinçle haykırdı.
- Tom cried out with delight.
Elizabeth sevinçliydi.
- Elizabeth was delighted.
Ben az önce keyifli bir haber aldım.
- I've just received some delightful news.
Erkek kardeşim pul koleksiyonundan büyük keyif alır.
- My brother takes great delight in his stamp collection.
Sevinmek, üzülmenin karşıtıdır.
- Delight is the opposite of sorrow.
Bir dağ zirvesinden güneş'in doğuşunu izlemek bir zevk.
- To see the sunrise from a mountaintop is a delight.
Benim için büyük zevk, Mary bana Boston'dan bir hediye olarak bir müzik kutusu getirdi.
- Much to my delight, Mary brought me a music box from Boston as a gift.
... And I hope you're going to be delighted by some of the ...
... URS GASSER: I'm delighted to be here. ...