A lot of boys are running in the park.
- Parkta bir sürü delikanlı çalışıyor.
Who is the boy swimming in the river?
- Nehirde yüzen delikanlı kimdir?
He's a fine young lad.
- O iyi genç bir delikanlı.
The lad leaned over and shouted into Tom's ear.
- Delikanlı Tom'un üzerine abandı ve kulağına bağırdı.
When Tom was a teenager, he earned money delivering newspapers.
- Tom bir delikanlı iken gazeteler dağıtarak para kazandı.
The teenager is showing off his new car.
- Delikanlı yeni arabasını gösteriyor.
I began to sing when I was a youngster.
- Delikanlı iken şarkı söylemeye başladım.
Tom isn't a teenager anymore.
- Tom artık bir delikanlı değil.
You're not a teenager yet.
- Sen henüz bir delikanlı değilsin.