degistir

listen to the pronunciation of degistir
Türkisch - Englisch

Definition von degistir im Türkisch Englisch wörterbuch

değiştir
{f} varied
değiştir
(Bilgisayar) toggle
değiştir
(Bilgisayar) replace with
değiştir
(Bilgisayar) change to
değiştir
(Bilgisayar) exchange

I exchanged seats with her. - Onunla koltukları değiştirdim.

I exchanged yen for dollars. - Yen'i dolarla değiştirdim.

değiştir
(Bilgisayar) replace

You can also replace the mascarpone with cream. - Ayrıca krem peyniri krema ile değiştirebilirsiniz.

Please replace the empty ink cartridge in the printer. - Yazıcının boş mürekkep kartuşunu lütfen değiştir.

değiştir
(Bilgisayar) alternate
değiştir
alter

She altered her plans. - O, planlarını değiştirdi.

Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations. - Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.

değiştir
transform into
değiştir
{f} modified

I modified the formation. - Dizilişi değiştirdim.

It's almost impossible to avoid eating genetically modified food. - Genetiği değiştirilmiş gıda yemekten kaçınmak neredeyse imkansız.

değiştir
modify

You'll have to modify the height of the table to make it fit. - Onu uygun hale getirmek için tablonun yüksekliğini değiştirmek zorunda kalacaksın.

değiştir
permute
değiştir
amend

Some people want to amend the constitution. - Bazı insanlar anayasayı değiştirmek istiyorlar.

The constitution was amended so that women could vote. - Kadınların oy verebilmesi için anayasa değiştirildi.

değiştir
{f} commuting
değiştir
{f} changed

But Pepperberg says working with the parrot has already changed the way of looking at animals. - Fakat Pepperberg papağan ile çalışmanın daha şimdiden hayvanlara bakmanın şeklini değiştirdiğini söylüyor.

Afghanistan and Iran both changed their national anthems several times in the course of the 20th century. - Afganistan ve İran her ikisi de milli marşlarını 20.yüzyıl boyunca birkaç kez değiştirmişti.

değiştir
transmogrify
değiştir
transform

This book will transform your life. - Bu kitap yaşamınızı değiştirecek.

değiştir
{f} altered

She altered her plans. - O, planlarını değiştirdi.

Tom got his suit altered. - Tom takım elbisesini değiştirdi.

değiştir
{f} interchange

Women are interchangeable instruments for a constantly identical pleasure. - Kadınlar sürekli aynı zevk için değiştirilebilir enstrümanlardır.

These two parts are interchangeable. - Bu iki parça değiştirilebilir.

değiştir
commute
değiştir
{f} exchanging

Mary and I, who are twins, used to amuse ourselves by exchanging identities and fooling everyone. - İkiz olan Mary ve ben kimliklerimizi değiştirerek ve herkesi kandırarak kendimizi eğlendirirdik.

Mary and I, who are twins, would amuse ourselves by exchanging identities and fooling everyone. - İkiz olan Mary ve ben kimlikleri değiştirerek ve herkesi kandırarak kendimizi eğlendirirdik.

değiştir
supersede
değiştir
switch

Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now. - Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.

Do you want to switch seats? - Koltukları değiştirmek ister misiniz?

değiştir
transforminto
değiştir
{f} change

That will change nothing. - O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

That won't change anything. - O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

değiş
barter

He was bartering information. - Bilgi değiş tokuş ediyordu.

değiş
swap

Would you like to swap jobs? - İşleri değiştirmek ister misin?

Tom wishes he could swap places with Mary. - Tom yerleri Mary ile karşılıklı değiştirebilmeyi diliyor.

düzen değiştir
(Bilgisayar) change scheme
etiket değiştir
(Bilgisayar) change label
oran değiştir
(Bilgisayar) change ratio
simge değiştir
(Bilgisayar) change icon
stil değiştir
(Bilgisayar) change style
tema değiştir
(Bilgisayar) change theme
değiş
{f} varying

There are varying explanations. - Değişik açıklamalar var.

değiş
vary

Opinions vary from person to person. - koşullardan insandan insana değişir.

Tastes in music vary from person to person. - Müzikte zevkler kişiden kişiye değişir.

değiş
{f} ranging

Many boys and girls ranging from 12 to 18 entered the contest. - 12 ila 18 arasında değişiklik gösteren birçok erkek ve kız yarışmaya katıldı.

In Colombia, the population is classified into social strata ranging from one to six, one being the poorest and six being the richest. - Kolombiya'da nüfus birden altıya kadar değişen sosyal katmanlara göre sınıflandırılır. Bir en fakir olma ve altı en zengin olma.

değiş
{f} range

Prices range from one to five dollars. - Fiyatlar bir dolarla beş dolar arasında değişir.

Because the distance between the Sun and Mars varies, temperatures range from -125 degrees Celsius in the Martian winter to 22 degrees Celsius in the Martian summer. - Güneş ve Mars arasındaki mesafe değiştiği için, sıcaklıklar Mars kışında -125 santigrat derece ile Mars yazında 22 santigrat derece arasında değişir.

değiş
{f} change

That'll change nothing. - O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

That won't change anything. - O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

değiş
{f} changing

Tom's favorite singer is always changing. - Tom'un favori şarkıcısı sürekli değişiyor.

He's always changing his mind. - O her zaman fikrini değiştiriyor.

değiş
{f} alternating
değiş
{f} altering

He's proposing a suggestion for altering the research method. - O araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri teklif ediyor.

I'm tired of altering my plans every time you change your mind. - Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.

değiş
{f} alternate
bul ve değiştir
find and replace , search and replace
değiş
exchange; trade
değiş
contact

If the address changes, please contact us. - Eğer adres değişirse, lütfen bizimle bağlantı kurun.

disket değiştir
(Bilgisayar) change disks
dolgu değiştir
(Bilgisayar) toggle fill
efekt değiştir
(Bilgisayar) modify effect
kimlik değiştir
(Bilgisayar) switch identity
komut değiştir
(Bilgisayar) modify command
komut$değiştir
(Bilgisayar) modifycommand$
konu başlığını değiştir
(Bilgisayar) change title
konum değiştir
(Bilgisayar) modify location
metni değiştir
(Bilgisayar) change text
metni değiştir
change a text
metni yazarken değiştir
(Bilgisayar) replace text as you type
pın kodu değiştir
(Bilgisayar) change pin code
sorgu değiştir
(Bilgisayar) change query
soru değiştir
(Bilgisayar) modify question
tablo değiştir
(Bilgisayar) change table
tamam-değiştir
(Bilgisayar) ok-changeit
zarf değiştir
(Bilgisayar) change envelope
çerçeve değiştir
(Bilgisayar) replace frame
üye durumunu değiştir
(Bilgisayar) change member status
Türkisch - Türkisch

Definition von degistir im Türkisch Türkisch wörterbuch

değiş
Bir şey verip yerine başka bir şey alma, mübadele, trampa
değiş
Değme işi veya biçimi
degistir
Favoriten