Onun açtığı davalar çok ilgisiz ve o savunmasız bırakıldı.
- The actions she took were too careless, and she was left defenseless.
Leyla masum ve savunmasız bebekleri öldürdü.
- Layla killed innocent and defenseless babies.
Savunma avukatları merhamet için yalvardılar.
- Defense lawyers appealed for mercy.
O, böyle bir savunma istemedi.
- He did not want such a defense.
Amerikan futbolunda defansın belirli bir işi var.
- In American football the defense has a specific job.
Tom kendini korumak için Mary'yi vurduğunu iddia ediyor.
- Tom claims he shot Mary in self defense.
Department of Defense.