defense counsel; attorney; supporter, follower, proponent, champion

listen to the pronunciation of defense counsel; attorney; supporter, follower, proponent, champion
Englisch - Türkisch

Definition von defense counsel; attorney; supporter, follower, proponent, champion im Englisch Türkisch wörterbuch

advocate
avukat

Ben onun bir avukat olmadığına inanıyorum. - I believe he is not an advocate.

Ben sadece şeytanın avukatını oynuyorum. - I'm just playing the devil's advocate.

advocate
{f} savunmak
advocate
{f} müdafaa etmek
advocate
{i} yandaş
advocate
{f} savun

O, sınıf ayrımlarının ortadan kaldırılmasını savundu. - He advocated abolishing class distinctions.

Vergilerin azaltılmasını savundu. - He advocated the reduction of taxes.

advocate
{f} desteklemek
advocate
(Politika, Siyaset) savunan kişi
advocate
(Politika, Siyaset) savunmasını yapan
advocate
(Kanun) müdafi
advocate
savunucu

Sen bizim savunucumuzsun, Tom. - You are our advocate Tom.

advocate
Avukatlığını yapmak
advocate
sahip çıkmak
advocate
{i} taraftar
advocate
korumak
Englisch - Englisch
{i} advocate
defense counsel; attorney; supporter, follower, proponent, champion
Favoriten