Türkisch - Englisch
Definition von dedem im Türkisch Englisch wörterbuch
- My grandfather
- dede
- grandpa
Did you see grandpa's wheelchair?
-Dedemin tekerlekli sandalyesini gördün mü?
Tom speaks French to his grandparents.
-Tom dedesi ve ninesiyle Fransızca konuşur.
- dede
- grandfather
It was my grandfather that told me that story.
-Bana o masalı anlatan dedemdi.
My grandfather was killed in World War II.
-Dedem 2. Dünya Savaşı sırasında öldürüldü.
- dede
- (Argo) gramp
- dede
- grandad
- dede
- granddad
- dede
- grandpapa; grandsire
- dede
- slang old and vagrant opium addict
- dede
- progenitor
- dede
- grandfather, grandpa, grandad
- dede
- slang an older student who already has a mustache
- dede
- ancestor
- dede
- male ancestor
- dede
- {i} grandpapa
- dede
- {i} grandsire
- sizi dedem ile tanıştırabilir miyim
- May I introduce you to my grandfather
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von dedem im Englisch Englisch wörterbuch
- dede
- Dead
- dede
- Lit "Grandfather," an elder dervish with spiritual standing within the order, usually the same level as a Khalifa
- dede
- Discard Eligibility DE is a bit in a Frame Relay packet header You set the DE bit to indicate that the network can discard the packet when traffic reaches a high level See also Frame Relay
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von dedem im Türkisch Türkisch wörterbuch
- dede
- Çok yaşlı kimselere seslenme sözü olarak kullanılır
- dede
- Babanın veya ananın babası, büyük baba, büyük peder
- dede
- Mevlevî tarikatında çile doldurmuş olan dervişlere verilen unvan
- dede
- Büyük babadan başlayarak geriye doğru atalardan her biri
- dede
- Mevlevilikte çile doldurmuş, dervişlik gayesine erişmiş ve dergahta hücre sahibi olmuş kimse