Kararı öğretmenimize bırakalım.
- Let's leave the decision to our teacher.
Bu karar onun gelecekteki mesleğini belirtecektir..
- This decision will reflect on his future career.
Bazen çabuk karar almak önemlidir.
- Sometimes it is important to take a decision quickly.
Karar almakta zorlanıyorum.
- I have trouble making decisions.
Birçok kişi yargıcın kararı ile aynı fikirde değildi.
- Many people disagreed with the judge's decision.
Yargıçlar bir karar verdiler.
- The judges made a decision.
Bu kararın geniş ve ciddi sonuçları olacaktır.
- That decision will have wide and serious consequences.
Maria sonuçları unutarak her zaman aceleci kararlar veriyor.
- Maria is always making hasty decisions, forgetting about the consequences.
Japon hükümeti önemli bir karar verdi.
- The Japanese government made an important decision.
Öğrenciler hükümetin kararına karşı protesto yapıyorlar.
- Students have been protesting against the government's decision.
It's a tough decision, but I'll take vanilla.
He has won twice by knockout, once by decision.
... So we have to make some decisions algorithmically ...
... But you say it's also good enough to make some decisions, ...