Çocuk bir sürü sihirli numaralar biliyor.
- The boy knows many magic tricks.
Böyle bir numarayla beni kandıramazsın.
- You can't fool me with a trick like that.
Sık sık bana oyunlar oynardı.
- She would often play tricks on me.
Oyun yapması için köpeği eğittim.
- I trained the dog to do tricks.
Yaşlı bir köpeğe yeni hünerler öğretmek zor.
- It's hard to teach an old dog new tricks.
Kardeşine muziplik yapmayı bırak.
- Stop playing tricks on your brother.