Türkisch - Englisch
Definition von değme im Türkisch Englisch wörterbuch
- touch
This house needs a feminine touch.
-Bu eve kadın eli değmesi lazım.
- every, any: Değme adam bu işi yapamaz. Not every man can do it
- contact, touch temas
- even the most perfect
- contact
You cannot learn a language without tongue contact.
-Dil dile değmeden, dil öğrenilmez.
- contingence
- değmek
- touch
- değme başkalaşımı
- contact metamorphism
- değme direnci
- contact resistance
- değme katalizi
- contact catalysis
- değme noktası
- point of contact
- değme yatak
- contact deposit
- değme yüzeyi
- contact area
- değmek
- worth
- değmek
- be worthy of
- değmek
- {f} brush
- değmek
- {f} bear
- değmek
- be worth
- değmek
- worth doing something
- değmek
- butt
- değmek
- bottom
- değmek
- attain
- değmek
- {f} pay
- değmek
- touch for
- değmek
- brush; bear
- değmek
- to touch, to brush; to reach, to attain; to be worth (doing sth)
- değmek
- touch lightly
- değmek
- merit
- değmek
- pay off
- değmek
- kiss
- değmek
- (for a food) to hit the spot, be just the right thing; (for something) to be just what one wanted, be just what the doctor ordered
- değmek
- to have a value of, be worth
- değmek
- to be worth (the trouble)
- değmek
- meet
Relevante Übersetzungen
Türkisch - Türkisch
Definition von değme im Türkisch Türkisch wörterbuch
- Değme işi, temas
- Seçkin, seçme
- Her, herhangi bir, gelişigüzel, rastgele
- değmek
- Değerinde olmak
- değmek
- İstenilen yere düşmek, rast gelmek, isabet etmek
- değmek
- Aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşmak, dokunmak, temas etmek
- değmek
- Ulaşmak, erişmek
- değmek
- Ulaşmak, erişmek. İstenilen yere düşmek, rast gelmek, isabet etmek
- değmek
- Hoşa gitmek
- değmek
- Herhangi bir nitelikte olmak
- değmek
- Zevk veren şeyler hoşa gitmek
- değmek
- Aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşmak, dokunmak, temas etmek: "Kapıdan bir an birbirimize değerek girdik."- Y. Z. Ortaç
- değmek
- Değerinde olmak: "Benim ömrümün üç günü üç yüz bin liraya değer."- H. Taner
- değmek
- Eş değerde olmak
- değmek
- Karşılık olmak
- değmek
- (Osmanlı Dönemi) temas