değillerdi

listen to the pronunciation of değillerdi
Türkisch - Englisch

Definition von değillerdi im Türkisch Englisch wörterbuch

değil
not

I know one of them but not the other. - Birini tanıyorum da ötekini değil.

This ship is not fit for an ocean voyage. - Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.

değil
no
değil
ain't

If it ain't broke, don't fix it. - Bozuk değilse tamir etme.

The trouble with the world isn't that people know too little, but they know so many things that ain't so. - Dünya ile ilgili sorun insanların çok az bilmesi değil fakat öyle olmayan çok şey bilmeleridir.

değil
un-
değil
aint
değil
isn
değil
not in
değil
nto
değil
am not

I am not gay, but my boyfriend is. - Ben eşcinsel değilim, ama benim erkek arkadaşım eşcinsel.

I am not tired. Neither am I. - Yorgun değilim. Ben de.

değil
a let alone: Süt değil a, su bile yok. - There is no water, let alone milk
değil
No, ...: "Ev güzel miydi?" "Değil." "Was the house beautiful?" "No, it wasn't." "Burada mı?" "Değil." "Is he here?" "No, he isn't."
değil
not a

John is not as old as Bill; he is much younger. - John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.

Hope is not a strategy. - Ummak bir strateji değildir.

değil
un
değil
(initially or in anticipation of a verb) not only, let alone: Değil laleler, leylaklar bile açtı. Not only the tulips but even the lilacs have bloomed
değil
not: Mutlu değil. She is not happy
Türkisch - Türkisch

Definition von değillerdi im Türkisch Türkisch wörterbuch

değil
Cümle içinde art arda kullanılan iki veya daha çok özneyi, tümleci, yüklemi, aralarından bazılarına olumsuzluk kavramı vererek birbirine bağlayan veya yüklemin olumsuz çekimini sağlayan kelime: "Bu direniş çetin değil, haşin değil, yürek burkucuydu."- T. Buğra
değillerdi
Favoriten