Because I didn't take the bus, I'm not home yet.
- Otobüse binmediğimden dolayı,henüz evde değilim.
I didn't take that bus, so I'm not at home right now.
- Otobüse binmedim,bu yüzden şimdi evde değilim.
I know one of them but not the other.
- Birini tanıyorum da ötekini değil.
I like to play sport for fun not for competition.
- Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
If it ain't broke, don't fix it.
- Bozuk değilse tamir etme.
Two out of three ain't bad.
- Üçünde ikisi kötü değil.
I am nothing but a poor peasant.
- Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.
I am not the captain of the new team.
- Ben yeni takımın kaptanı değilim.
YouTube is not a good website.
- YouTube iyi bir web sitesi değildir.
You have added a comment, not a translation. To add a translation, click on the «あ→а» icon above the sentence.
- Bir yorum eklediniz, çeviri değil. Çeviri eklemek için, cümle üzerindeki «あ→а» simgesine tıklatın.
I'm not sure right now.
- Şu anda emin değilim.
I know you think you understood what you thought I said, but I'm not sure you realized that what you heard is not what I meant.
- Ne söylediğimi sandığını anladığını düşündüğünü biliyorum fakat duyduğunun benim demek istediğimin olmadığını anladığından emin değilim.