Memory is not stable.
- Bellek değişmez değildir.
Forget about the campaign. That kind of company policy is practically unchangeable.
- Kampanyayı unut. O tür şirket politikası neredeyse değişmez.
This is an immutable truth.
- Bu değişmez bir gerçektir.
G-Dragon is my future husband. He may not know it yet, but it's set in stone.
- G-Dragon benim gelecekteki kocamdır. O henüz bunu bilmiyor olabilir ama bu değişmez.
Tom considered the problem settled.
- Tom sorunun değişmez olduğunu düşündü.
Tom considered the problem settled.
- Tom sorunun değişmez olduğunu düşündü.
Tom's support is unwavering.
- Tom'un desteği değişmez.
Having made an unwavering decision, he started to make plans to fulfill his dreams.
- Değişmez bir karar verdikten sonra, o, hayallerini gerçekleştirmek için planlar yapmaya başladı.