The prices of certain foods vary from week to week.
- Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.
The leaves have begun to turn.
- Yaprakların rengi değişmeye başladı.
I have no intention of changing.
- Benim değişmeye niyetim yok.
Everything is changing.
- Her şey değişmek üzere.
The past can only be known, not changed. The future can only be changed, not known.
- Geçmiş sadece bilinir, değişmez. Gelecek ise sadece değişir, bilinmez.
While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
- Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
You can't change people. They have to change themselves.
- İnsanları değiştiremezsin. Onlar kendileri değişmek zorundalar.
Everything's about to change.
- Her şey değişmek üzere.
The prices of certain foods vary from week to week.
- Bazı gıdaların fiyatları haftadan haftaya değişmektedir.
He was bartering information.
- Bilgi değiş tokuş ediyordu.
Would you like to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misin?
Do you want to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misiniz?
There are varying explanations.
- Değişik açıklamalar var.
Opinions vary from person to person.
- koşullardan insandan insana değişir.
Social customs vary from country to country.
- Sosyal gelenekler ülkeden ülkeye değişir.
Many boys and girls ranging from 12 to 18 entered the contest.
- 12 ila 18 arasında değişiklik gösteren birçok erkek ve kız yarışmaya katıldı.
In Colombia, the population is classified into social strata ranging from one to six, one being the poorest and six being the richest.
- Kolombiya'da nüfus birden altıya kadar değişen sosyal katmanlara göre sınıflandırılır. Bir en fakir olma ve altı en zengin olma.
Prices range from one to five dollars.
- Fiyatlar bir dolarla beş dolar arasında değişir.
In the summer, the temperature ranges from thirty to forty degrees Celsius.
- Yazın, sıcaklık otuzla kırk santigrat arasında değişkenlik gösterir.
That will change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
That won't change anything.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
- Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
He's always changing his mind.
- O her zaman fikrini değiştiriyor.
I'm tired of altering my plans every time you change your mind.
- Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.
He's proposing a suggestion for altering the research method.
- O araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri teklif ediyor.
If the address changes, please contact us.
- Eğer adres değişirse, lütfen bizimle bağlantı kurun.