Deutsch - Türkisch
Definition von dazugeben im Deutsch Türkisch wörterbuch
- l. (Salz usw.) atmak
- (Wasser) katmak, iiäve etm
Englisch - Türkisch
Definition von dazugeben im Englisch Türkisch wörterbuch
- add
- {f} toplamak
Sayıları toplamak çok mutlu edicidir.
-Adding up numbers is very uplifting.
Hesap makinesi kullanarak sayıları toplamak kolaydır.
-It is easy to add numbers using a calculator.
- add
- toplamını almak
- add
- ilave etmek
Daha sonra yapmak istediğimiz şey biraz tuz ilave etmek.
-What we want to do next is add some salt.
İlave etmek istediğin bir şey var mı?
-Is there anything you'd like to add?
- add
- {i} ek
- add
- eklemek
Söylediklerime bir şey eklemek ister misin?
-Would you like to add anything to what I've said?
10'a 5 eklemek kolaydır.
-It is easy to add 5 to 10.
- add
- {f} katmak
- add
- yekun çıkarmak
- add
- (Askeri) UZAT; İLAVE ET; KALDIR: Topçu veya deniz topçu atışı sırasında belirli bir gözetleme hattı üzerindeki mesafede bir arttırma yapılması gerektiğini belirten gözetleyiciler tarafından kullanılan bir atış tanzim terimi
- add
- (Avrupa Birliği) katma, ekleme, ilave
- add
- (fiil) eklemek, ilave etmek, karıştırmak, katmak, toplamak, artırmak
- add
- neticelenmek
- add
- {f} karıştırmak
- add
- ekle,v.ekle: n.ek
- add
- dili anlaşılmak
- add
- adder toplayan şey veya kimse
- add
- belli olmak
Relevante Übersetzungen
Deutsch - Englisch
Definition von dazugeben im Deutsch Englisch wörterbuch
- to add something
- add
- Dann Mehl und Backpulver dazugeben/zugeben. (Kochrezept)
- Then add flour and baking powder. (recipe)
- (zu etwas) dazugeben
- to add something (to something)
- Die Suppe braucht mehr Geschmack, können wir irgendeine Würze dazugeben?
- The soup needs a bit more taste, can we add some flavour?
- Einen Teelöffel Salz dazugeben. (Kochrezept)
- Add a teaspoon of salt. (recipe)
- Er muss seinen Senf dazugeben.
- He must always butt in
- seinen Senf dazugeben
- to put one's two pennyworth in
- seinen Senf dazugeben
- to put in one's two cents