İyi günler, nasılsın?
- Good day, how are you?
Her gün İngilizce çalışıyor musun?
- Do you study English every day?
Zamana ayak uydurabileyim diye her gün gazete okurum.
- I read a newspaper every day so that I may keep up with the time.
Tüm gün şiddetli yağmur yağdı, bu zaman zarfında evde kaldım.
- It rained heavily all day, during which time I stayed indoors.
O, gece gündüz çalışır.
- He studies day and night.
Benim kuralım her zaman gündüz günün işini yapmaktı.
- My rule always was to do the business of the day in the day.
Çağının en iyi yazarı olarak görülüyordu.
- He was regarded as the greatest writer of the day.
Geçen gün ondan bir çağrı aldım.
- The other day, I got a call from her.
Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı.
- Rooms should be left vacant by eleven a.m. on the day of departure.
Keşif, 1896 yılında sıcak bir Ağustos gününde gerçekleşti.
- The discovery took place on a warm August day in 1896.
Tom'u kreşte indirdim.
- I dropped Tom off at daycare.
Gidip çocuğumu kreşten alacağım.
- I will go and pick up my child from daycare.
... first day of driver's ed. And it remains good advice today. ...
... Year's Day of this year. ...