Roma bir gün içinde kurulmamıştır.
- Rome was not built in a day.
İyi günler, nasılsın?
- Good day, how are you?
Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
- I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.
Tüm gün şiddetli yağmur yağdı, bu zaman zarfında evde kaldım.
- It rained heavily all day, during which time I stayed indoors.
Tom bu ay gündüz vardiyasında.
- Tom is on the day shift this month.
Benim kuralım her zaman gündüz günün işini yapmaktı.
- My rule always was to do the business of the day in the day.
Bu çağda elektriksiz bir hayat düşünülemez.
- In this day and age, life without electricity is unimaginable.
Geçen gün ondan bir çağrı aldım.
- The other day, I got a call from her.
Onüçüncü doğum gününden birkaç gün sonra Tony de okulu bıraktı.
- A few days after his thirteenth birthday, Tony left school, too.
Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı.
- Rooms should be left vacant by eleven a.m. on the day of departure.
Tom'u kreşte indirdim.
- I dropped Tom off at daycare.
Gidip çocuğumu kreşten alacağım.
- I will go and pick up my child from daycare.
... first day of driver's ed. And it remains good advice today. ...
... it would be, like -- you know, first day of school, and they're like, "So what do you ...