I don't have a stamp collection, but I have a Japanese postcard collection that I could use as an excuse to invite him.
- Pul koleksiyonum yok ama onu davet etmek için bir mazeret olarak kullanabildiğim Japon kartpostal koleksiyonum var.
You ought to have invited him, but you didn't.
- Onu davet etmeliydin fakat etmedin.
Thank you for inviting me to your birthday party.
- Beni doğum günü partine davet ettiğin için teşekkür ederim.
Thank you very much for inviting me.
- Beni davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim.