I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.
- Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.
He invited her to go to the concert.
- Onu konsere davet etti.
Thank you for inviting me to your birthday party.
- Beni doğum günü partine davet ettiğin için teşekkür ederim.
Thank you very much for inviting me.
- Beni davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim.