I accepted her invitation.
- Onun davetini kabul ettim.
I had to decline the invitation because I was ill.
- Hasta olduğum için daveti geri çevirmek zorunda kaldım.
My grandson called to invite me over.
- Erkek torunum beni davet etmek için aradı.
You should've called her.
- Onu davet etmeliydin.
Thank you for inviting me to your birthday party.
- Beni doğum günü partine davet ettiğin için teşekkür ederim.
We invited him to the dinner party.
- Biz onu akşam yemeği partisine davet ettik.
It's going to be a big challenge.
- Bu büyük bir davet olacak.
Tom was stupid enough to challenge Mary to a game of chess.
- Tom Mary'yi bir satranç oyununa davet edecek kadar aptaldı.
The corporation invited bids for the construction project.
- yolsuzluk, inşaat-yapı projesi için fiyat teklifine davet etti