Tom'u lacivert bir minibüse binerken gördüm.
- I saw Tom getting into a dark blue van.
Tom dışarıda park etmiş koyu mavi bir araba fark etti.
- Tom noticed a dark blue car parked outside.
O koyu mavi bir eşarp taktı.
- She wore a dark blue scarf.
I turn to look out the window at the deep blue sky.