Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.
- She used a damp rag to wipe off the dust.
Nemli bir bezle pencereyi temizle.
- Clean the window with a damp cloth.
Nemli bir bezle pencereyi temizle.
- Clean the window with a damp cloth.
Sıcak, nemli bir günde güneşin batışını seyrederseniz, güneşin şeklini değiştiren nemi görebilirsiniz.
- If you watch the sun setting on a warm, damp day, you can see the moisture changing the shape of the sun.
O ıslak havluyu çantaya koyma.
- Don't put that damp towel into the bag.
Yenilgi, onun cesaretini kırmadı.
- The defeat didn't dampen his spirits.
O'erspread with a damp sweat and holy fear - John Dryden.
It must have thrown a damp over your autumn excursion. - James David Forbes.
Night . . . with black air Accompanied, with damps and dreadful gloom. - John Milton.