I'm not stamping their postcards.
- Onların kartpostallarını damgalamıyorum.
I'm not stamping their postcards.
- Onların kartpostallarını damgalamıyorum.
Tom branded the calf.
- Tom buzağıyı damgaladı.
The man was branded as a traitor.
- Adam bir hain olarak damgalandı.
Dan's letter was postmarked London.
- Dan'in mektubu Londra'dan damgalanmıştı.