İki milyon dolarlık ceza tazminatı ödüyoruz.
- We award punitive damages in the amount of two million dollars.
Ben tazminat ödeyeceğim.
- I'll pay for the damages.
Tom zarar ziyan için para ödemek zorunda kaldı.
- Tom had to pay for damages.
Alkol karaciğere zarar verir.
- Alcohol damages the liver.
Sürücüden zararları talep ettiler.
- They demanded damages from the driver.
Zararlar için hükümete dava açtılar.
- They sued the government for damages.
Bilim adamları bir gecede bir bardak kırmızı şarap sağlığa zarar vermek için yeterlidir diyor.
- One glass of red wine a night is enough to damage health, say scientists.
Ben, hasar için ödeme yaptım.
- I paid for the damage.
Sel köye büyük hasar verdi.
- The flood did the village extensive damage.
Siparişiniz zarar gördüğü için çok üzgünüz.
- We are very sorry that your order was damaged.
Hükümet çiftçilerin hasatlarının zararını telafi etti.
- The government compensated the farmers for the damage to the crops.
Tom zarar ziyan için para ödemek zorunda kaldı.
- Tom had to pay for damages.
Tom tayfunun evine zarar vermesinden korkuyordu.
- Tom was afraid that the typhoon would damage his house.
Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi.
- The drought damaged all the crops there.
Fırtına onun malına büyük hasar verdi.
- The storm did great damage to her property.
Sel köye büyük hasar verdi.
- The flood did the village extensive damage.
Be careful not to damage any of the fragile items while unpacking them.